Yeryüzünde bitki örtüsü olmadan hiçbir insan yaşayamaz. Bunun iki temel ekolojik nedeni vardır: 1. bitkiler bize oksijen sağlar, 2. bitkiler tüm besin zincirlerinin temelinde yer alır.
1. Ekolojik olarak, bitkiler (flora) ve hayvanlar (fauna), “karbon döngüsü” olarak bilinen şeyde birbiriyle ilişkilidir. Karbon döngüsü, temel kimyasalların, özellikle oksijen ve karbonun, dünyadaki tüm yaşamı içeren karmaşık bir döngüden geçmesini içerir.
Bitkiler genel olarak sadece güneş ışığı, su ve toprak besinleriyle değil, aynı zamanda atmosferden emdikleri karbondioksit ile de geçinirler. Karbon molekülleri depolanır ve metabolizmaları tarafından kullanılırken oksijen atmosfere salınır. Bu, örneğin ormanların yalnızca karbon depolamakla kalmayıp aynı zamanda atmosferi aşırı miktarda karbondioksitten (CO2) temizleyen “karbon yutakları” olduğu anlamına gelir. Bu nedenle hem ağaç dikmek hem de ormansızlaşmayı önlemek, küresel ısınmayla mücadelede önemli adımlardır, çünkü bunlar yalnızca atmosferdeki CO2 miktarını düşürmeye yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda karbonu adeta “dolaşımdan” çıkarır.
Hayvanlar ise tam tersi. Karbon, hayvanlar söz konusu olduğunda “atık” bir ürün olduğu için oksijeni solurlar ve CO2’yi dışarı verirler. Dolayısıyla hayvan ve bitki, her biri diğerini tamamlayan bir nedensel döngünün iki kutbudur. Doğal koşullar altında, daha büyük karbon döngüsü, çağdaş karasal yaşamın varlığı için her iki gazın da atmosferik konsantrasyonunu optimal aralıkta tutar.
Sonuç olarak, bitkileri veya hayvanları ortadan kaldırmak, sonunda diğerinin ölümüyle sonuçlanacaktır. Çünkü her biri kendi yaşamını sürdürmek için diğerinin varlığını /gerektirir/gerektirir.
Karbon döngüsü aynı zamanda ekosistem süreçlerinin her düzeydeki döngüselliğine veya yinelenebilirliğine mükemmel bir örnektir. Aynı malzemeler, kayıp veya atık olmadan sistem üzerinden sürekli olarak geri dönüştürülür. Yine de bu döngü, bir bütün olarak biyosferin varlığı için gereklidir.
2. İnsanlar da dahil olmak üzere hayvan yaşamının bitki örtüsü olmadan varlığını sürdürememesinin ikinci nedeni, bitki örtüsünün tüm besin zincirlerinin temelini oluşturmasıdır. Besin zincirleri, tüm yaşamın daha büyük malzeme ve enerji alışverişi modellerinde birbirine bağlandığı başka bir yoldur. Besin zincirleri de döngüseldir ve enerji ve malzemelerin bir “trofik” veya beslenme düzeyinden diğerine geçişini içerir.
For example, a grass hopper eats grass. A frog eats a grass hopper. A trout eats a frog. A human eats a trout. At each stage much of the material of the lower stage is directly consumed and digested, but only a portion of the energy (calories) pass from one trophic level to the next (roughly 10 percent).
Genel olarak, otçullar veya bitki yiyiciler bitkilerin “üstünde”yken, etoburlar veya et yiyiciler otçulların “üstünde” veya besin zincirinde “daha yüksekte”dir. Genel olarak, “düşük” trofik seviyelerdeki türler, “yüksek” seviyelerdeki türlerden daha fazla sayıda bulunur. Bu, hem etoburların hayatta kalmak için /birkaç/otçul yemesi gerektiği için hem de daha düşük seviyelerden gelen enerjinin yalnızca bir kısmının besin zincirinden geçmesi nedeniyle gereklidir. Bu nedenle, besin zincirleri genellikle piramidal bir yapıya sahip olarak temsil edilir, hatta “besin piramitleri” olarak adlandırılır.
Ancak gerçekte, ekosistemlerdeki çoğu organizasyon modelinde olduğu gibi, gıda “piramidi” aslında bir döngüdür. Bunun nedeni, her seviyedeki bitki ve hayvanların, hatta insanlar gibi “en üstte” olanların da ölmesidir. Ölümde, bedensel maddelerini toprağa geri verirler, burada çeşitli “çözümleyiciler” (solucanlar, böcekler, toprak bakterileri) bu organik maddeyi parçalayıp tekrar toprağa dönüştürürler.
Bitkilerin büyüdüğü toprak.
Bu yüzden, bitkiler olmadan tüm /gıda ağının/, daha doğru olarak adlandırıldığı gibi, çökeceğini görebileceğinizden eminim.
Tabii ki, artık bilimkurgu dünyasına girilebilir ve mekanik süreçler veya genetik mühendisliğinin bu doğal süreçlerin yerini yapay yollarla (sentetik gıda veya atmosferik işlemciler gibi) almasıyla ilgili spekülasyonlar yapılabilir. Ancak bu tür teknolojiler kurgudur. Ve şu anda mevcut teknoloji ve mevcut ekosistem işleyişi bilgisi göz önüne alındığında, insan hayatı ayrılmaz bir şekilde bitki örtüsünün varlığına bağlıdır.