Yıldırım Topu nasıl oluşur

Yıldırım topu yada küre yıldırım olarak adlandırılan hadise, çapı birkaç santimetreden bir kaç metreye kadar ulaşabilen atmosferik elektrik olayıdır. Şekil olarak küre şeklindedir ve ismini buradan alır. Kırmızı, turuncu, beyaz, mavi yada sarı renkli olabilir. Yıldırım topunun kokuya neden olduğu da belirtilmiştir, bu kokunun yanan sülfür ya da nitrojen oksite benzediği rapor edilmiştir. Bu elektrik topunun genellikle zararsız olduğu konuşulsa da hareket edip zarar verdiğine dair birçok iddia da vardır. Hareketli olması sebebiyle birçok kez UFO ile karıştırılmaktadır. Dairesel hareket yaptıkları, hava araçlarının içine girip hiç zarar vermeden çıkabileceği, 1 dakikaya kadar etki gösterebileceği, metal cisimlere ilgi gösterdiği ve kaybolmasının sessiz yada patlama şekilde olabileceği iddialar arasındadır.

1960 yılına kadar yıldırım toplarının şehir efsanesi olduğu kabul edilse de, son yıllarda bu topun varlığı kabul edilmiştir. Hatta laboratuvar ortamında yıldırım topu yapılmaya çalışılmış ve etki olarak yıldırım topuna yakın bir top üretilmiştir.

Geçmişte ise birçok hadise rapor edilmiş, 1960’da Dünya nüfusunun %5’inin bu hadiseye tanık olduğu belirtilmiştir.

Örnek bir hadise de “1638’in 21 Ekim’inde İngiltere Devon’daki Moor Widecombe’deki kilisede büyük gök gürültülü fırtına sırasında rapor edildi. Şiddetli fırtına sırasında 2.4 metre çapında ateş topu kiliseye çarptı ve neredeyse onu yok etti. Bu olayda dört insan öldü ve yaklaşık olarak altmışı yaralandı. Kilise duvarındaki büyük taşlar yere ve odundan kirişlere doğru savruldu. Ateş topu iddialara göre birçok pencereye ve sıralara çarptı ve kilisenin içini iğrenç sülfür kokusu, karanlık ve yoğun bir dumanla doldurdu.”

Bir diğer hadise de “4 kasım 1749’da Montague’nin bordasındaki amiral odası öğleden biraz önce gözlemliyordu. Gemiden üç mil uzaklıkta büyük mavi bir ateş topu gözlemledi. Hemen üst yelkenlerini indirdiler fakat ateş topu onlara doğru çok hızlı bir şekilde geliyordu. Ana güzergahı değiştirmeden önce ateş topunun yere neredeyse dik bir şekilde yükseldiğini ve yüzlerce topun aynı anda patlamasından bile daha güçlü bir sülfür kokusu bırakarak patlayıp yok olduğunda ana zincirlerin kırk ya da elli yarda bile üzerinde değildi. Bu patlama ile ana üst direk parçalara ayrıldı ve ana direk kırılıp devrildi. Beş adam bayıldı ve birinin vücudunda çürükler oluştu. Patlamadan hemen önce büyük bir taş değirmeni ebatlarında gibi görünüyordu.”

Fransız bilim yazarı Wilfrid de Fonvielle 150 civarı küre şeklinde yıldırımın raporunu yazdı: “Küre şeklindeki yıldırımın özellikle metallerle etkileşime geçtiği görülmektedir. Bu yüzden küre şeklindeki yıldırım balkonların korkuluklarında, suda ya da gaz borularında görülebilir. Kendine özgü bir renk tonuna sahip değildir fakat duruma göre herhangi bir renkte görülebilir. Coethen, Duchy’ de yeşil renkte ortaya çıkmıştır. Paris’in coğrafya topluluğunun yardımcı başkanı M. Colon, kavak ağacının kabuğundan aşağı doğru yavaşça alçalan yıldırım topu gördü ve yıldırım topu yere çarptığı anda yukarıya geri sekti. Ardından bir patlama olmaksızın ortadan kayboldu. Eylül 10, 1845 de yıldırım topu Correze vadisinde Salagnac kasabasındaki bir evin mutfağına girdi. Bu yıldırım topu mutfakta bulunan iki kadın ve bir yaşlı adama hiç zarar vermeden yuvarlandı. Fakat ahıra girdiği zaman patladı ve orada sessizce duran, yıldırım ve gök gürültüsü hakkında hiçbir şey bilmeyen, çok kaba ve uygunsuz bir biçimde yıldırım topunu koklamaya cüret eden bir domuzu öldürdü. Bu gibi yıldırım toplarının hareketi çok hızlı olmanın çok çok ötesindedir. Onlar arada sırada hareketsiz kaldıkları anlarda gözlemlenmişlerdir. Fakat, bütün bunlardan dolayı daha az yıkıcı değillerdir. Stralsund da bir kiliseye giren yıldırım topu patlama sırasında kabuk gibi patlayan belirli bir sayıda yıldırım topu olduğu öne sürüldü.”

Share:

Author: co.admin