Monotonik rüzgarları anlamak, kara meltemleri ve deniz meltemleri tarafından üretilir. Esintiler ve desenler mevsimseldir. Deniz meltemleri normalde sabahın erken saatlerinde meydana gelir. Rüzgarlar okyanustan iç kısımlara gelir. Öğleden sonra yaklaştıkça deniz meltemi azalır. Gece sürünerek gelirken bir kara meltemi başlar ve karadan gelen rüzgarlar okyanusun üzerinde hareket eder. Dolaşım süreci böyle işler. Sadece musonlar hafif deniz ve kara meltemleri değildir, devasadırlar.
Musonlardaki ana bileşen ısıdır ve ısı ve güneş ışığının karayı ve denizi etkileme şeklidir. Kara ve okyanus çok farklı hızlarda ısınır ve farklı ısı kapasitelerine sahiptir. Kara, denizden çok daha hızlı ısınır. Karadan gelen hava aşağıdan ısıtılır.
Arazinin veya toprak tabakasının kalınlığı yaklaşık on santimetredir. Okyanusun yüzeyi, yaklaşık 10 metre kalınlığında çok daha derin bir seviyeye kadar ısıtılır. Böylece birinin diğerinden daha dramatik bir etkiye sahip olduğunu görebilirsiniz.
Yaz musonunun harika bir örneği Hindistan’da olacaktır. Yaz musonu, denizden nem getiren dev bir deniz meltemidir. Denizciler için çok miktarda yağış ve kuvvetli deniz rüzgarları var.
Kış musonları ise kuraklık getirme eğilimindedir. Kara rüzgarları hakim rüzgardır. Winder musonunun iyi bir örneği, Amerika Birleşik Devletleri’nde Güney Kaliforniya’daki Santa Anna rüzgarları olacaktır. Neredeyse dramatik değiller, ancak kış musonlarının net bir modelini veriyorlar.
Muson kelimesi Arapça bir kelimedir. Mevsimler demektir. Musonların en yaygın olduğu Hindistan, sadece deniz ticaretini değil, orada yaşayanların günlük yaşamını da yönetiyor. Seller ve kurak mevsimler hareket etmelerine neden olur; ticareti değiştirir ve günlük yaşamlarını etkiler. Afrika’da hayvan ve kuş sürülerinin göçü, musonlarla ve suyun olduğu yerler ile doğrudan ilişkilidir.
Küresel ısınmayı izleyip denizlerin ve karaların sıcaklığının çarpıcı biçimde değiştiğini gördükçe, musonların yakında çok farklı desen ve şekillere sahip olacağını varsayabiliriz.
Profesyonellerin birçok modeli vardır, ancak tek bir teoriye yerleşemezler. Değişiklikler kaçınılmazdır. Soru şu ki, değişikliklerle olumlu ve üretken bir şekilde başa çıkmaya hazır mıyız? Musonları kontrol etmek imkansız bir iştir, ancak onlardan öğrenmek ve enerjilerini kullanmak, üzerinde çalışabileceğimiz bir şey olmalıdır.