Hava tahmini, çağlar boyunca insanlığın yaşam tarzının önemli bir parçası olmuştur. Hava durumu, herkesin hayatı üzerindeki etkisinden dolayı her zaman önemli bir konuşma konusu olmuştur ve olacaktır. Tarım, seyahat, spor ve çok daha fazlası için hepimiz ona çok bağımlıyız. Günlük hayatımızın hava koşullarından etkilenen ve kontrol edilen pek çok yönü vardır. Küresel ısınma ve aşırı hava olayları ile hava durumunu doğru bir şekilde kaydetmek ve tahmin etmek giderek daha önemli hale geliyor. Bir selin ne kadar ciddi olabileceği veya bir kasırganın şiddeti ve yönü gibi tehlikeli hava koşullarını tahmin etmek birçok hayat kurtarabilir. Hava tahmininin ana yöntemi, insanlık tarihi boyunca değişmedi ve bu, gözlem yapmak ve daha sonra bu gözlemlerden bir tahmin formüle etmektir.
Yöntem aynı olabilir, ancak atmosfer ve okyanusların koşullarını ölçmek için kullanılan teknoloji son otuz yılda olağanüstü ilerlemeler kaydetti. Bu ölçümlerden elde edilen veriler kaydedilir ve bir haritaya yerleştirilir.
“Sözde sinoptik hava durumu haritası, 19. yüzyıl meteorologlarının başlıca aracı haline geldi ve bugün hava istasyonlarında ve dünyanın her yerindeki televizyon hava raporlarında kullanılmaya devam ediyor” “hava tahmini”. (Encyclopædia Britannica. Encyclopædia Britannica Çevrimiçi. Encyclopædia Britannica, 2011. Web. 07 Şubat 2011.)
1840’lardan ve telgrafın icadından önce, hava verilerinin diğer bölgelerle paylaşılma hızı son derece yavaştı. Bu, hava durumu haritasının kapsamını ve aralığını sınırladı. Sıcaklık ve barometrik basınç okumaları gibi telgraf verilerinin ortaya çıkmasından sonra, uzun mesafelerde hızlı bir şekilde iletilebilir, böylece hava koşullarının daha eksiksiz bir resmi formüle edilebilirdi. Bu, yeni cephe bilimi ve hava durumunu nasıl etkiledikleriyle birleştiğinde, hava tahmininin doğruluğu ve aralığında büyük bir ilerleme oldu. Telefon ve radar gibi icat edildiği şekliyle diğer yeni teknolojiler, sinoptik hava haritası için gereken verilerin hızına ve yayılmasına daha fazla katkıda bulundu.
İleriye doğru bir sonraki büyük adım, 1950’lerde bilgisayarın ortaya çıkmasıyla oldu. Bu yeni hesaplama gücü ile artık matematiksel hesaplamaları kullanarak hava koşullarının modellerini yapmak mümkün hale geldi. Hava istasyonları, bu bilgisayar modelleri için veri toplamanın önemli bir parçasıdır. İlk hava istasyonları verileri manuel olarak topladı; ancak bugün dünya çapında bu bilgiyi ileten birçok otomatik hava istasyonu var. Hava balonları ve uydular da meteorologların elindeki verilere başka bir boyut ekledi. Üst atmosfer ve uydu görüntüleri hakkında bilgi sağlayabilirler. Gelişmiş bilgisayar hızları ve modelleme ile birleştirilen bu unsurlar, hava tahmininin evriminde ileriye doğru atılan bir diğer önemli adımdı.
Teknolojideki tüm bu gelişmeler, bize çağlar boyunca insanoğlunun şimdiye kadar sahip olduğu hava durumunu tahmin etmenin en doğru yolunu veriyor. Ancak hava, meteorologların hala belirleyemediği birçok değişkenden de etkilenir. Bu, günümüzde ve çağımızda bile hava tahminini sınırlayan şeydir.