Rüzgar enerjisi, Batı Dünyasında önemli bir yenilenebilir enerji kaynağı haline gelmeden önce üstesinden gelinmesi gereken birkaç temel kusura sahiptir. Birincisi, sabit bir enerji kaynağı olmamasıdır. Rüzgar esmezse, yel değirmenleri güç üretmez. İkincisi, rüzgar enerjisinin genellikle en iyi, gücün gerekli olduğu yerlerden çok uzaktaki uzak bölgelerde üretilmesidir. Teknoloji ve düşüncedeki son gelişmeler, nükleer enerjiye güvenilir bir alternatif olarak rüzgar enerjisi beklentilerini iyileştirmeye başladı.
Kanarya Adaları’nda, Atlantik Okyanusu’ndaki Fas kıyılarının hemen dışındaki İspanyol Adaları’nda, rüzgar enerjisini depolamak için temiz ve çevre dostu bir çözüm geliştirildi. Buradaki fikir, adadaki birçok rüzgar türbini tarafından üretilen rüzgar enerjisini, geri dönüştürülmüş tarımsal ve evsel suyu adaların merkezindeki dağlara ve bir dizi rezervuara pompalamak için kullanmaktır. Güç gerektiğinde su serbest bırakılır ve deniz seviyesine geri dönerken türbinleri çalıştırmak için kullanılır. Depolanan su, böylece, rüzgar olmadığında gelecekte kullanılmak üzere faydalı enerjiyi depolayan dev bir pil gibi davranır. Sistemin ek bir avantajı, suyun türbinlerden geçtikten sonra tarım arazilerini sulamak için kullanılabilmesidir.
Bu sistemi kullanarak, Gran Canaria adası, adanın elektrik ihtiyacının yarısını (bir milyonu aşkın nüfus için) tamamen sürdürülebilir bir şekilde üretmeyi planlıyor. Yakındaki El Hierro adası, çok daha küçük olmasına rağmen, tüm elektrik enerjisi ihtiyacını sürdürülebilir kaynaklardan üreten dünyadaki ilk ada olmaya yakın.
Rüzgardan üretilen enerjiyi depolama sorunlarına yönelik bu düşük teknolojili çözüm her yerde işe yaramayabilir, ancak rüzgar enerjisi rakipleri tarafından aşılmaz olarak sunulan sorunlara zarif çözümlerin var olduğunu kanıtlıyor.
Rüzgar enerjisiyle ilgili ikinci sorun, elektrik akımı teller boyunca hareket ederken enerji kaybıdır. İhtiyaç duyulan yerden çok uzakta çok fazla rüzgar enerjisi üretiyorsanız, bu enerjiyi değerli olacak kadar verimli bir şekilde taşımak neredeyse imkansızdır. Yüksek gerilim doğru akım kablolarındaki son gelişmeler bunu değiştirmeye başlamıştır. Teknoloji 1930’lara kadar uzanıyor, ancak son gelişmeler, uzun mesafeli elektrik enerjisi iletimi için uygun maliyetli bir çözüm olabileceği anlamına geliyor.