Yağmuru ölçerken iki farklı değişkene bakarız: yağmur oranı ve yağmur birikimi. Yağmur oranı, gökyüzünden ne kadar hızlı düşen yağmur miktarıdır. Yağmur birikimi, belirli bir süre boyunca ne kadar yağmurun yere ulaştığıdır. Yağmur birikimini ölçmek için yağmur ölçerler kullanıyoruz; bunlar, yağmuru yakalayan ve onu bir şişeye besleyen, geleneksel olarak 5 inç genişliğinde keskin kenarlı kovalardır. Bunlar daha sonra, o süre içinde ne kadar yağmur biriktiğini görmek için belirli zamanlarda kontrol edilir.
Şimdi çoğunlukla devirme kovalı yağmur ölçerler kullanıyoruz, bunlar birbirine çok benziyor, ancak küçük bir fark var; içinde şişe yok ama küçük kova var. Bu, aynı zamanda yağmur oranlarını ve yağmur birikmelerini ölçmemize olanak tanır. Küçük kovalar, belirli miktarda su taşıyabilen bir dizi teraziye benzer, terazinin bir tarafı suyla dolduğunda, devrilip suyunu boşaltır ve diğer kova dolmaya başlar. Kova uçlarının ne kadar hızlı düştüğü bize yağmurun ne kadar çabuk düştüğünü ve belirli bir süre içinde kovaların kaç kez devrildiğini bize o sırada ne kadar yağmur yağdığını söyler.
Yağmuru ölçmek için de radar kullanıyoruz. Radar, 2. Dünya Savaşı sırasında, yağmurun nerede düştüğünü görmek için de kullanılabileceği anlaşılmadan önce uçaklar, gemiler ve denizaltılar gibi düşman taşımacılığını tespit etmek için geliştirildi. Şu anda Britanya Adaları’nda İrlanda Cumhuriyeti ve Channel Adaları da dahil olmak üzere her 5 dakikada bir gökyüzünü yağmur için tarayan 18 radar istasyonumuz var. Radar, daha önce baktığımız diğer ekipmanlara benzer şekilde çalışır; Radar dalgalar gönderir ve bunların geri dönmesinin ne kadar sürdüğünü ölçer, bu da bize yağmurun ne kadar sürede geri döndüğüne bağlı olarak nerede olduğunu söyler. Radar ayrıca bize yağmurun ne kadar şiddetli olduğunu söyleyebilir ve bunu yerdeki yağmur oranlarını tahmin etmek için kullanabiliriz.
